26 Ekim 2014 Pazar

Karakter İncelemesi: Charlie Bradbury (Supernatural)



Son hızla 10. sezona yetişmeye çalışırken, diziyi izlemeye ara verip bir karakterden bahsetmek istedim. Supernatural her ne kadar artık çığrından çıksa ve öldürmedikleri mitolojik karakter kalmasa da bir şekilde kendini sürekli izletmeye devam ediyor. Supernatural'ı ilk izlediğim zamanlar en yakındığım şey dizide sürekli bir kadın karakter olmamasıydı ki hala yok. Yine de ara ara girip çıkan karakterlerle benim gibi izleyicileri memnun ediyorlar. Keşke daha uzun soluklu kalabilseler (Mesela üçüncü sezondaki Ruby... Hala yasını tutuyorum). İşte yine diziden sıkıldığım zamanlardan birinde (Yedinci sezon oluyor burası) karşıma Charlie Bradbury'ı çıkardılar. Bu yazı onun hakkında bol bol spoiler içermektedir:



Ruby'i benim gibi özleyen varsa biraz resme baksın :)




   Charlie Bradbury



Oyuncu: Felicia Day

Oynadığı bölümler:

- 7x20 The Girl with the Dungeons and Dragons Tattoo
- 8x11 LARP and the Real Girl
- 8x20 Pac-Man Fever
- 9x04 Slumber Party



Charlie'nin ilk ortaya çıkışı Leviathan'ların başı Dick Roman'ın, Frank'in bilgisayarına girmesini Charlie'den istemesiyle oldu. Kendisi Dick Roman'ın şirketlerinden birinde çalışan bilgisayar dahisiydi. Aynı zamanda tam bir geek ve oyuncu. RPG oyunlarını aşırı sevmesi de başka bir özelliğiydi. Bir iki kere altı çizildiği için söyleme gereği duyuyorum kendisi aynı zamanda bir lezbiyen.

Charlie, Roman'ın ona verdiği işi yaparken, Leviathan'ların gerçek yüzünü öğrenmiş ve kaçmaya çalışmıştı fakat Frank'in bilgisayarına girdiğinde, Frank öldüğü halde bizim Winchester kardeşlere bir şekilde haber vermiş ve Winchester'lar Charlie'nin izini bulabilmişti. Onun sayesinde "The Word of God"lardan biri olan "Şeytan Tableti" Winchester'ların eline geçmişti. Daha sonra Charlie beni bir daha aramayın deyip izini kaybettirmişti.



Daha sonraları Charlie bir RPG'nin kraliçesi olarak ortaya çıkmıştı ve başı yine bir belaya bulaşmıştı. Winchester'lar onu bulup kurtarmış fakat bir peri ile olan öpüşmesini bozdukları için büyük hayal kırıklığına uğramıştı :D Yine de bu sefer ki buluşmalarında dost olarak ayrılmışlardı.

Charlie hakkında çok daha fazla öğrenmemiz ise 8x20'de oldu. Kendisi gözükmediği zaman aralığında acemi bir avcı olmuş, hatta yaratıkları yüklediği bir uygulama bile yapmıştı. Sam ve Dean'e bir iş getirmişti. Bu bölümde öğrendik ki küçükken ailesi onu bir arkadaşından almaya gelirken bir trafik kazası geçirmiş ve babası ölmüş, annesi ise komaya girmişti. Daha sonra bir oyunu yayınlanmadan önce alıp, değiştirip, bedava bir şekilde yayması yüzünden polislerden saklanmak zorunda kalmıştı. İsmini değiştirmiş ve yıllar boyu kaçmıştı. Annesini bırakamama korkusu ile yaşıyordu. Bu bölümdeki bir "cin" sayesinde bu korkusunu yenmişti ve annesinin ölmesine izin vermişti.



Winchester'larla takılan herkesin sonu büyük olasılıkla ölüm olduğunu bildiğimden dolayı heyecanlı bir şekilde ölmemesini beklerken Dean'in hayatını kurtarmak için çok aptalca bir şekilde ölmüştü. Neyse ki Dean'in sevdiklerini bırakamamasından dolayı, ölümden geri getirilmişti. O bölümdeki "Ben şimdi zombi miyim? Beyin yemem mi gerekiyor?" lafı favori repliğim olmuştu:



Charlie fantastik edebiyatla büyümüş ve her zaman kendi büyülü macerasını yaşamak isteğiyle tutuşmuştu. Hayatına Winchester'lar girince o isteğe biraz yaklaşmış ama her şey ona çok gerçekçi ve vahşi gelmişti. İstediğini bir türlü bulamamıştı ta ki büyülü Oz diyarından gelen Dorothy ile tanışana kadar. İşte o zaman Oz'a gitmeye karar vermiş ve hayatına büyülü bir şekilde devam etmek istemişti. Charlie'nin gidişini hüzünlü bir şekilde izlemiştik. 



İşte kısaca biyografisi böyle Charlie'nin. Kendisi diziye girmiş en eğlenceli, en ilginç ve en zeki karakterlerden biriydi. Oz'a gitmiş olması onu bir daha göremeyeceğimiz mi anlamına geliyor emin olmasam da en azından ucu açık bir şekilde diziden çıkarılması beni sevindirdi. En azından kendisi ölmedi! İçindeki macera isteğini umarım dindirebiliyordur Oz'da :) 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder